Peki ya Kalecik?
Yeniden merhaba okuyucularım. Bugünkü yazımda sizleri Ankara'ya bir buçuk saat uzaklıkta olan, bloğuma nefes veren ve Kalecik Karası üzümüne ev sahipliği yapan Kalecik'e götürüyorum. Tertemiz ve limonata gibi bir Cuma sabahında annemle Ulus'tan Kalecik'e giden otobüslerden birine binip yolculuğumuza başladık. Yolun çoğunluğunu annem uyuyarak geçirirken ben pencereden gelen güneşin kolumu kavurmasına aldırış dahi etmiyordum. Ah ne kadar özlemişim güneşi!
Kalecik'e vardığımızda bizi annemin kuzeni Nazlı abla karşıladı. Nazlı abla Kalecik Belediyesi'nde mimar olarak çalışıyor, hatta röportajım bittikten sonra bizi kendi çizdiği restorana götürdü, arkadaşlarıyla tanıştırdı. Oldukça keyifli bir beş saatten sonra otobüse bindik ve eve döndük.
Röportaj için Kalecik Belediyesi'nin basın danışmanı Bilal Bora Benli ile görüştüm. Kendisi oldukça sıcak ve samimi davrandı ve ödevim için Kalecik'i seçtiğim için de oldukça mutlu olduğunu belirtti. Odasına ilk girdiğim zaman bilgisayarında Adobe Premiere programının çalıştığını gördüm ve yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi; meslektaş olmalıydık! Zaten hemen sordum, "Aa Premiere mi kullanıyorsunuz?". O ise mahcup bir gülümsemeyle cevap verdi benim heyecanıma: "Eh deniyorum bir şeyler işte."
Ardından hiç sıkılmadan, bunalmadan bilgilerini benimle paylaştı. Ben de sizlerle bugün onun sesinden Kalecik'i sunuyorum. Hem de Kalecik fotoğrafları ile. İyi dinlemeler!
Kalecik'e vardığımızda bizi annemin kuzeni Nazlı abla karşıladı. Nazlı abla Kalecik Belediyesi'nde mimar olarak çalışıyor, hatta röportajım bittikten sonra bizi kendi çizdiği restorana götürdü, arkadaşlarıyla tanıştırdı. Oldukça keyifli bir beş saatten sonra otobüse bindik ve eve döndük.
Röportaj için Kalecik Belediyesi'nin basın danışmanı Bilal Bora Benli ile görüştüm. Kendisi oldukça sıcak ve samimi davrandı ve ödevim için Kalecik'i seçtiğim için de oldukça mutlu olduğunu belirtti. Odasına ilk girdiğim zaman bilgisayarında Adobe Premiere programının çalıştığını gördüm ve yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi; meslektaş olmalıydık! Zaten hemen sordum, "Aa Premiere mi kullanıyorsunuz?". O ise mahcup bir gülümsemeyle cevap verdi benim heyecanıma: "Eh deniyorum bir şeyler işte."
Ardından hiç sıkılmadan, bunalmadan bilgilerini benimle paylaştı. Ben de sizlerle bugün onun sesinden Kalecik'i sunuyorum. Hem de Kalecik fotoğrafları ile. İyi dinlemeler!